Hayatın dönüm noktasından merhaba!
Yeni hayatımızın dönüm noktasından merhaba hepimize,
Şu anda durduğumu dönüm noktası daha öncekilere benzemiyor. Çünkü artık Türkiye’nin ikinci yüzyılındayız ve gelişi artık elle tutulur, gözle görülür hale geldi. Damarlarımız, rüzgarlarımız “değişim” diyor, olması gerektiği gibi. 1923’te nasıl geri dönüşü olmayan, kalıcı değişimler başladıysa, artık bizde de başlıyor.
Geçtiğimiz 100 yılda neler unutuldu, neler unutulmadı diye bakalım ki ikinci yüzyılda da neleri unutmayacağımızı bilelim. İsimler, olaylar, partiler unutuldu. Kimin gelip geçtiği önemini yitirirken Atatürk’ün ilkeleri, Gençliğe Hitabesi, Andımız akıllardan hiç çıkmadı. Diğer pusulalarımız ise İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Çocuk Hakları Sözleşmesi oldu.
Şimdi size soruyorum: Bugünden ikinci yüzyıla nasıl hazırlanıyoruz? Şimdi neler oluyor ve gelecekte neler olacak? Geleceğe ve ülkeye dair hayallerimiz neler? Nasıl bir gelecek yüzyılda görüyoruz kendimizi?
Bizler Cumhuriyet’in birinci yüzyılında unutulmayanları örnek aldığımız gibi gelecektekiler de bizi öyle okuyacak. Sonraki yüzyılı göremeyeceğiz ama bugünü değiştirme, yeni yüzyılı oluşturma gücü bizde. Her şey çok hızlı aksa da söz uçup yazı kalmaya devam edecek. O yüzden onlara okuyacağı ve gururlanacağı bir yüzyıl vermek zorundayız.
Bize emanet edilen Cumhuriyet’e hıyanet etmiyor, onu çok daha ilerilere taşıyoruz.
Değişen dünyanın değişen insanları olarak ikinci yüzyıla hazırız!
